Genel Cerrahi

Genel cerrahi, çok çeşitli sağlık problemlerini ve hastalıklarını tedavi etmek için çeşitli cerrahi prosedürlerin gerçekleştirilmesini içeren tıbbi bir disiplindir.


Hastanemizde hastalarımız “her hastanın kendine ait özellikleri vardır ve özel değerlendirilmesi gerekir” ana prensibi ile değerlendirilmektedir. Hastanemiz genel cerrahi bölümünde, poliklinik muayenesinden ameliyata, taburcu işlemlerinden kontrol muayenesine kadar her alanda uzman kadromuz ve samimi bir ekip tarafından ilgi görürsünüz.   


Hastanemiz Genel Cerrahi bölümü; güncel teknolojik ve radyolojik tanı cihazları desteğinde poliklinikler, modern ameliyathaneler, anestezi ve ameliyat sonrası yoğun bakım ünitelerinde uzman hekimlerimiz tarafından seçkin ve güncel tedavi metotları uygulanarak hizmet vermektedir. Klasik cerrahi yöntemler, laparoskopik cerrahi ve lazer cerrahisi de başarıyla uygulanmaktadır.

 

Genel Cerrahi Bölümünde teşhis ve tedavisi yapılan rahatsızlıklar;

  • Tüm biyopsi işlemleri
  • Endokrin Cerrahisi 
  • Meme Cerrahisi 
  • Fıtık Cerrahisi 
  • Kasık Fıtığı
  • Göbek Fıtığı
  • İnsizyonel Herni
  • Hepatobilier ve Pankreatik Cerrahi
    • Safra kesesi taşı
  • Anorektal Hastalıkları
    • Anal fissür
    • Perianal fissür
    • Hemoroid
    • Kıl dönmesi
  • İnce ve Kalın Bağırsak Hastalıkları
  • Dalak Hastalıkları
  • Gastroenterolojik Cerrahi
  • Yemek borusu hastalıkları
  • Reflü Cerrahisi
  • Kanser Cerrahisi 
  • Laparoskopik cerrahi
  • Acil Cerrahi

 

 

Kıl Dönmesi ( Pilonidal Sinüs, Kist Dermoid Sakral) Nedir?

 

Halk arasında kıl dönmesi adı verilen bu hastalık toplumumuzda çok yaygın görülmektedir. Tıpta bu hastalığa Pilonidal sinüs adı verilmektedir, bu kelime latincede kıl anlamına gelen “pilos” ile yuva anlamına gelen “nidus” kelimelerinin birleşmesinden oluşmaktadır.

En çok kuyruk sokumunda görülür, Göbek, koltuk altı, kasıklarda ve ender olarak parmak aralarında ve ayak tabanında da görülebilir.

 

Neden Kıl Dönmesi Olur?

Bu hastalık önceleri doğuştan olan bir rahatsızlık olarak bilinirdi, günümüzde bu düşünce değişti ve sonradan oluşan bir hastalık olarak kabul edildi. Bu hastalık 15 yaş civarında seks hormonlarının etki etmesi ile başlar. Genelde bir kıl kökü iltihaplanır ve apse oluşur, apse ilerleyerek diğer kıl köklerini içine alır ve cilt altı yağ dokusuna ilerler. Yürürken, otururken kalça kasları hareketleri ile kıllar daha da derine gömülür ve kıl dönmesi hastalığı oluşur.

 

Kimlerde Daha Sık Görülür?

Erkeklerde kadınlara oranla 3 kat daha fazla görülür. 15-40 yaş arasında ve vücudunda çok kıl olan insanlarda daha çok görülür. Bisiklet veya ata binme gibi spor yapanlarda, uzun süre oturarak çalışanlarda, bankacı, öğrenci, şoförlerde daha sık görülür. Kilo ve çok terleyen insanlarda bu hastalık daha sık oluşur.

 

Kıl Dönmesinin Belirtileri Nelerdir?

Hastaların yarısı kuyruk sokumunda apse, yani şişkinlik, kızarıklık ve şiddetli ağrı şikayeti ile başvururlar. Diğer yarısı da kuyruk sokumunda kaşıntı, sertlik hissi, deliklerin oluşması, pis kokulu akıntı veya iç çamaşırda kanlı lekelerin oluşması ile doktora başvururlar. Genellikle pis kokulu akıntı nedeni ile insanların sosyal yaşamı kötü yönde etkilenmektedir.

 

Kıl Dönmesi Tedavisi Nasıl Yapılır?

Apse şikayeti ile başvuran hastalarda ilk yapılacak işlem apse drenajı yani boşaltılmasıdır. Apse boşalır boşalmaz hasta çok rahatlar. Bir kaç kez pansuman ve antibiyotik tedavisi ile apse belirtileri geçer. Apseli dönemde hasta ameliyat olamaz.

 

Tedavinin ana prensibi ameliyat ile sinüsün (kıl yuvasının) tam çıkarılmasıdır. 3 ana yöntem vardır;

 

1- Pilonidal sinüs çıkartılır ve yara açık bırakılarak yara iyileşmeye bırakılır. Bu yöntemde yara iyileşmesi çok uzun süre almaktadır (2-3 ay gibi uzun bir süre) ve çok sık pansuman gerektirir ama tekrarlama (nüks) oranı düşüktür (yaklaşık %1)

 

2- Pilonidal sinüs çıkartılır ve yara ağızları karşılıklı dikilir. Yara çok hızlı iyileşir,ama nüks oranı çok yüksektir ve büyük pilonidal sinüslerde yapılamaz.

 

3-Pilonidal sinüs geniş olarak çıkartılır ve yandan bir deri parçası yara içine döndürülerek yara kapatılır (FLAP YÖNTEMİ). İyileşme süresi kısadır, nüks oranı çok düşüktür (yaklaşık %1).

 

Hastanemizde en çok Limberg Flebi yöntemi uygulanmaktadır. Ameliyat sonrası ağrı yok denecek kadar az olmaktadır ve sık pansumana gerek yoktur. Ameliyattan bir gün sonra hastalar taburcu edilir ve 8. gün kontrole çağrılır. Hastalar ortalama 10-15 gün içinde işlerine geri dönebilirler.

 

NOT:

 

Pilonidal sinüs ameliyatı ne kadar erken safhada yapılırsa hasta için o kadar iyi olur. Geç kalındığı zaman, çıkarılması gereken bölge çok genişler, buda ameliyatı zorlaştırır, ameliyat sonrası ağrıyı artırır ve nüks oranında büyük artış sağlar. Çok geç kalan vakalarda azda olsa kanser gelişme riski vardır. Literatürde 40’ın üzerinde kıl dönmesine bağlı kanser vakası bildirilmiştir.

EN AR RU FR